Sabah 7:30 da evden çıkıyoruz.
Kahvaltı kreşte saat 9:30 da. İki saat az zaman değil diyerek, evde 1 bardak süt eşliğinde hafiften birşeyler yedirip öyle çıkıyoruz evden.
Geçen hafta yine bir sabah.....
Elinde muzla çıktık evden, asansörde yedi bir iki lokmasını, asansörle dış kapı arasındaki son merdivenleri inmek üzereyken durdu, muzunu bana uzattı. Hadi bitir oğlum diye telkinde bulunurken ............
-elleri iki yanında bilekten dışa bükülü halde, birşey tutuyormuşcasına avuçlar sıkılmış,
"ama anne köpeklerimi indiriyorum" demesin mi !!!
ben: köpeklerini mi ???? :S hıımmm anladım demek köpeklerini.....
diyerek gizleyemediğim şaşkınlığımın ardından oyunua dahil olup...
ben: peki onları kreşe alacaklar mı ?
A.Y. : yok anne merve ablanın yanına bağlıcam. ( okula getirmemesi gereken şeyleri yada götürmeyi isteyipde arkadaşlarımızla paylaşmak istemediği şeyleri kreşin girişindeki danışman olarak görevli ablamızın yanında bırakıyoruz.)
ben: anladım tamam, bencede en iyisi orda seni beklesinler.
sessizlik
ben: köpeklerinin adı neydi tatlım.
A.Y. : bernardla köpekcik.
ben: :D
Yine geçen hafta bir gün
Ben : Ahmet Yusuf
A.Y.: Anne bana Ahmet Yusuf deme!
Ben: e ne diyeyim oğlum?
A.Y.: Bernard de. hav hav....
Hayır etrafımızda köpeği olan tanıdığımızda yok, adı Bernard olan köpek hiç yok. Geçen gün çğrendim çocuk kanallarının birinde Bernard adılı bir köpeğin çizgi filmi varmış galiba ama biz izlemiyoruz ki.
Sadece yazın başında polanezköyde gördüğümüz köpeğin cinsinin san bernard olduğunu söylediğimiz aklıma geliyor ama onuda hatırlayıp bernard olarak devşirmiş olabilir mi acaba???
nerden duyduysa artık....
Bazen yemeğini yedirirken zorluk çektiğimde O' nun bu hayali oyununa dahil olup, bernard gel oğlum gel kuçu kuçu dediğimde, bu sözlerle tüm tabağını bitirdiğini defaatle görmüşlüğüm var :D