26 Kasım 2010 Cuma

14 üncü 25 başlıklı yazıya açıklık.....




Her ne kadar 24 kasım akşamı, ertesi günün 25 kasım olduğunu konuşmuş isek te iş yeri hallerinden ötürü ve özellikle de öğleden sonra acele yapılması gereken işlerden dolayı günün anlam ve önemini tamamen aklımdan çıkmıştı.






Hatta öyle ki, giriş kapısında ki güvenlik görevlisinin paketim olduğunu söylemesi bile beni ayıktırmayıp, gelen paketin işle alakalı olduğunu düşünerek :P ;

güvenlik gerekçesiyle, kargo şirketlerinin ve kuryelerin ve dahi yemek siparişi getirenlerin binaya girişine izin vermemelerini (sanki burası danıştay binası yada merkez bankası ya...) her ne kadar bu kararda suçu ve etkisi olmasa da, aşağıya inmeye üşenerek, güvenlik görevlisine telefonda ufflayıp-puflayarak bir sürü söylenmiştim....



Ta ki güvenlik


"hayır esma hanım bu firmadan değil, kek mi pastamı bişey"


deyinceye kadar :D



Bu cümleden sonra sesimin tonu birden değişiverdi nedense !!!! ;)



Ve aklıma aylardan kasım günlerden de 25i olduğu geldi.






Can Öz' üme;




Yine aylardan kasım, sanki sende kaldı bir yarım


Her nefesim her anım, sanadır canım .......








Acelece yazdığım bu yazıya bu kadar farklı yorum ve tahmin geleceği hiç aklıma gelmezdi doğrusu.




Daha ayrıntılı bilgi ve işin doğrusu için buraya














11 Kasım 2010 Perşembe

Yaaar bu öksürüğe bir çareeeeee!


Biri bana öksürüğü kesmenin yolunu söylesin lütfen.
A.Y. gümbür gümbür öksürüyor.

10 gün önce Dr. gitmiştik. geçirdiği hastalıktan arta kalan sabah akşam öksürüklerine çare aramak üzere.

Alerjik olabileceğini söylemişti (henüz teste ihtiyaç duymamıştı.)

Damla verdi sabah akşam....

kullanadık azaltı ama geçmemişti, ara ara az öksürüyordu; taa ki düne kadar.

3 gün önce hafif burun akıntısı başladı ve dünden beride sabah akşam öksürüklerimiz her ana yayıldı.

Gecemiz uykusuz geçti :(

Sürekli yat-kalk halindeydim tüm gece.
Kucağımda uyutup, uyutup yatağına yatırdım.
Hele birinde odasına gititiğimde minik kuşu yatağın köşesinde oturduğu yerde uyumuş buldum :(

Canımın içi, bu haline yürek mi dayanır?

Bildiğim tüm yolları denedim-biri hariç (kara turpun içini oyup, bal koyarak, altından açılan küçük bir delikten sızan halini içirmek, bunu da gidince yapayım inşallah)

Akşam uyumadan önce ballı zencefil içirmiştim.

Gece ayak tabanlarına viks sürdüm.

Gene geçmeyince zeytin yağını ılıtıp göğsüne ve sırtına sürdüm

????????
yine öksürdü !


"Rabbim beterinden korusun, tüm yavrucaklar acil şifalar versin" diye dua ettim gece boyu....
Sabahda hastalığın, uykusuzluğun etkisi ile daha bir nazlı, daha bir mızmız şurubunu içmek istemedi, yarısını içti yarısını üstüne başına döktü.

Bizde öksürüğüne dayanamayan iki yürek, dayanamayarak kızdık, O da ağladı :(

Derken servisi kaçırdım, hadi arabayla gideyim deyip muayenesi geçmiş araçla çıktım yola.

Şimdi fark ediyorum ki ruhsatı da evde unutmuşum. Eve yakın benzincide araba yıkanırken telefonumu şarjda unuttuğumu fark ettim, geri döndüm.

Yolda her zaman ki gibi trafik vardı.

buna rağmen 35 dakikada -nasıl olduysa- işe geldim.

Bu seferde -6 lara kadar indiğim otoparkta yer bulamadım !

Başka bir birime ait tabelanın sökülmüş olduğunu farkettiğim bir yere (düşmüş olabileceğini hiiiç aklıma getirmiyorum ) park ettim.

Bir çay ve bir çubauk krekerla kahvaltımı yapıp arkama yaslandım ......

veeeeee

cep telefonumu bu seferde arabada unuttuğumu fark ettim....

....

....

....

Bu günün kalan kısmınada bu şekilde devam etmem inşallah. (Allah beterinden korusun)

Güne desdursuz mu başladım ne !
Gerçi bugüne ne zaman başladım o da belli değil ya.....


hadi herkese mutlu günler, yolunda giden işler......

5 Kasım 2010 Cuma

işe gidelim para alalım.......

Kendince deniz kurdu.
Denizin içinde taşlar, ağaçlar, balıklar hepsi bir arada yaşıyorlardı !
Denizi sınırlayan bir çit vardı ve bu çitin aralıklarından deniz suları taşmıyordu !


Ve ıstakozlar tersde yüzebilirdi !
Denizin dışına atılmış, dışlanmış sarı küçük bir balık vardı.
Ne yaptıysak o yavru sarı balığın suçunu öğrenemedik ve denize geri koydurmayı (koymayı ) başaramadık.
Biz koyduk, O çıkardı ! Acaba suçu neydi ?



Sonra oyun bitti.
Uyku saati geldi.
Işığı kapatmak için benimle kapıştı.
523 kere ışığı açtı-kapattı ama sonra ben kapatacaktım diye yine ağladı !
demek ki; O na 523 kere açtırıp-kapattırmak için boşuna uğraşmış ve vakit kaybetmişim :P
Bu kapışmanın ardından ben salona geçmiştim ki,
altına çişini kaçırdı (artık kaçırdımı 523 kez ışığı kapatmasına izin vermemin teşekkürü olarak ağlamasının öcünü almak için bilerek mi yaptı bilinmez )

O na çok üzüldüğümü söyledim.
Kıyafetlerini gösterip,
ben: bak kirlendi, ıslandılar napıcaz şimdi?
A.Y. temizin giycem.
ben: temizi yok !!!
A.Y. o zaman işe gidelim para alalım, markete gidelim küçücüüük kilot alalım.(avuçlar birleştirilip küçücük şeklen anlatılarak ve koca bir sırıtışla)
ben: hönk !!!
3-5 sn sonra kendime gelince...
ben: işe gidince öyle hemen para vermiyorlar canım ! o parayı almak için saatlerce, günlerce, haftalarca çalışıyoruz tamam mı? Özhaaaan duyuyo musun konuştıklarımızı.......