27 Ekim 2010 Çarşamba

eşimde, çocuklarımda yaptığım fedakarlığın kıymetini hiç bilmedi!

A.Y. yi kreşten aldım. Eve giderken apartmanın yanındaki çöp konteynırlarının yanında kedilere mama veren epey yaşlı bir teyze gördük.
Kedi ve köpeklere takıntılı A.Y. yemek yiyen kedileri görünce es geçebilir mi hiç?
Teyze iki-üç adım uzaklaşmıştı ki biz konteynırların yanına geldik. A.Y. nin ilgisini gören teyze yanımıza geri geldi.
- aman hayvanları sevsin, sevdirin, hayvanları seven insan merhametli olur. Hem Allah sadece bizi yaratmamış ki ! değil mi ?
dedi.
koyu renk pardüsesi ile çok uyumlu baş örtüsü içinde ay gibi parlak yüzüyle bize bakan teyzeye gülümsedim ve;
-elbette teyzeciğim, zaten çok seviyor-uz- ve elimizden geldiğince hayvanları anlatmaya ve sevdirmeye çalışıyoruz
dedim.
elimde A.Y. nin çantasını görünce;
-okula gitmek için çok küçük ama kreşe mi gidiyor?
diye sorup,
- vazifelisiniz herhalde
diye yorumladı.
-evet malesef....
dedim biraz burukca.
-aman kızım aman çalışın, ben öğretmen çıktım, sonra yurtdışında ihtisas yaptım. Sonra evlenip çocuklarım olunca, onları iyi yetişmek için, evde onlara bakmam gerektiğini düşünüp çalışmadım, ama şimdi çok pişmanım. Üç çocuğum var en küçüğü 23 yaşında, hepside üniversiteli oldu, hiç biride çalışmamamdan mutlu olup da iyi ki bizi büyütmüşsün demiyor.
Hayat şartları.....
çalışsaydım daha iyi imkanlar içinde olurlardı !
Eşimde, çocuklarımda yaptığım fedakarlığın hiç kıymetini bilmediler.
dedi.

Tam bu konuya arkadaşlarla kafa yorup yorup, yine aynı yerden başladığımız günlerde, fazlasızla bilinçli ve kültürlü görünen bu teyzeciğin söyledikleri benim için çok manidar oldu.
-teyzecim ilaç gibi geldi söyledikleriniz.
diyebildim sadece.
-bak; bu kedilere mama almak için bile başkasına muhtaç oluyorsun.
dedi ve
-iki tanede evde kedim var, sokak kedileri için aldığı hazır mamayı kast ederek; onlar bu mamayı beğenmiyorlar daha özel mama yiyorlar.
dedi.
Sonrada, bulunduğumuz bölgedeki sokak hayvanları koruma derneğinin (yanılmıyorsam) temsilcisi olduğunu söyledi.
ismini ve oturduğu daireyi söyledi bize A.Y. nin evindeki kedileri sevmesi için bizi davet etti.
Çok memnun oldum.
İsmimi sordu, sonrada tekrarlattı.
-Kusura bakmayın unutmayayım diye tekrar sordum.
dedi.
-Olur mu teyzecim biz bu yaşta unutuyoruz, sizn unutmanızda sorun mu?
dedim.
Görüşmek üzere diyerek ayrıldık........
.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Annesinin kollarından, annesinin koridorlarına.....

Zaman denen şey nasıl bir şey !!!
Daha halâ;
azca kendi bebekliğimi, çokca çocukluğumu hatırlarken,
Çokca da annemin dairesine gitmeye nasıl can attığımı hatırlarken,
Azca sevinçle koridorlarında dolaştığımı, çokca koridorun köşesindeki koca çiçeği hatırlarken (dibinde çekilmiş fotoğrafımın etkisiyle) ,
Azca bahçede düzenlenen kutlamaları, çokca annemin kucağında verdiğim pozları hatırlarken,
Çokca dairenin bahçesindeki süs havuzunun duvarında yürümeye çalıştığımı, azca içine düşüp üstümü başımı ıslatışımı hatırlarken,
Çokca orada nasıl zevkle resim yaptığımı, azca kopya kalemiyle boyadığımı hatırlarken,
Çokca masada sabitlenmiş koca kalem traşla açtığım kalemleri, azca karbon kağıtları ile oynayışımı hatırlarken,


Çokca annemin masasının arkasındaki çaycı zilini, azca çay ocağını hatırlarken,
Çokca içdiğim gazozları , azca içtiğim adaçayını hatırlarken,
Çokca annemin mesai arkadaşlarını, azca yapılan çay partilerini hatırlarken,

Şimdi de bunlar ve benzerleri oğlumun hafızasına kaydolunuyor,
kimileri azca,
kimileri çokca.
Dilerim tıpkı benim ki gibi
hep mutlulukla.....

12 Ekim 2010 Salı

bu logar kapakların her biri AYRI bir kapak !!!

Çocuk haklı !!!
Hayatında ilk kez logar kapağı görmüş.

e merak duygusu da maşallah-lık !
Hal böyle olunca bundan başka nasıl bir görüntü ortaya çıkabilirdi ki ?
:)

Dibinde ne olduğunu etraflıca incelendikten sonra,

çevreden içine atılabilecek birşey arayışına girdi.

Boş bulunan bir deliğe taş atmak demek ki iç güdüsel bir durum ! ? ??!?

Bizim zamanımızda her yer taş toprak mıydı ne? Hiç taş arayıpta bulamadığımı hatırlamıyorum :)

Gerçi ben taş aradığımı da hatırlamıyorum :P

ama illaki aramışımdır, en azından 5 taş oynamak için.
Bu da başka bir logar kapağı ve işte kocaaa bir taş,

Bu sefer geçen kapaktan tecrübeli,
önce doğru taşa yöneldi....
ve gerçekten onu kucaklamaya yeltendi !!!
sanki kaldırabilirmiş gibi,
sanki o deliklerden sığabilirmiş gibi.
:)

kaldıramayacağına kendi tecrübesiyle kanat getirdi.

yol boyunca ne kadar kapak varsa kafa uzattı içine !!!

O' na en âla oyuncağı versek;
bu kapaklar kadar ilginç gelir miydi bilemiyorum.




Okulda çorabına bilemem ne olup, yedek çorabı da ıslanınca spor ayakkabılarını çorapsız giymekten başka çaresi kalmamıştı.

Çorapsız spor ayakkabıya -haklı olarak- bu kadar dayanabildi !


Yere çıplak ayakla basmak çoook çok hoşuna gitse de

O nu bu halde, içim cız ederek kısa bir süre izlemeye dayanabildim....



Benim itirazımdan kaçış,
yalın ayak, yalın ayaklığa koşuş.


Deney saati.


Ayaklarında, bilhassada ayak parmaklarında bunu hissetmeyi seviyor,

ya da çok ilginç buluyor demek ki !!!


ilginç.