
- Kolik, genellikle karın ağrısı, gaz sancısı, süt alerjisi gibi sebeplere bağlanmaya çalışılıyor. Ama koliğin asıl sebebi bebeklerin üç ay erken doğmaları.
- Bebekler üç ay erken doğuyorlar, çünkü beyinlerinin –ve dolayısıyla kafalarının- daha fazla büyümeleri halinde çıkabilmeleri mümkün değil. Bugüne kadar da sırf bebeği 3 ay erken doğmasın diye onu 12 ay taşımış olan bir anne de görülmüş değil!
- Bebeklerin, işte bu hayatlarının ilk üç ayında hala ana rahmindeymiş gibi hissetme ihtiyaçları var. Bunu yapmanın da 5 basamağı var: Kundaklama, bebeği yan ya da karın üstü yatırma, kulağına şşşşhhhh diyerek beyaz gürültü yapma, bebeği ufak ufak hareketlerle sarsmadan ama hızlı bir şekilde sallama, ve emme ihtiyacını gidermek için emzirme ya da meme verme.
- Bunlar bu sırada yapılırlarsa şöyle bir etki doğuyor: bebek, kundaklandığı zaman kollarını hareket ettiremediği için kendisini korkutmuyor. Kendini yine ana rahmindeymiş gibi hissediyor, ve “sakinleşme refleksi” tetikleniyor.
- Kundağın ardından gelen şşşşhhh’lama, sallama, ve emzirme/emzik verme de onun sakin kalmasını sağlıyor.
- Ebeveynlerin en çok korktuğu şey olan Ya alışırsa, ya şımarırsa? türünden korkular da aslında yersiz. İlk üç ay bebeğin şımarması mümkün olmadığı gibi odasında beyaz gürültü dinletmek bütün bu “alışkanlıklarını” atlatmasında yardımcı oluyor. Kundaktan vazgeçmeyi düşündüğünüz 4-5 ayda, mesela, beyaz gürültü sık sık uyanmasını engelliyor, ya da uyandığında kendi kendine uykuya dalmasına yardımcı oluyor.
- Bebeğin ilk bir sene, ve hatta daha fazla, odasında gece boyunca beyaz gürültü dinlemesinin hiçbir sakıncası yok. Ondan vazgeçme zamanı geldiğinde iki hafta boyunca sesini her gün biraz daha kısarak bu alışkanlığını törpüleyebilirsiniz.
Toddler (1 yaş-4 yaş) arası çocukları mutlu etmeye gelince:
- Bu çocukların aslında ilkel insanlardan hiçbir farkı yok. Tıpkı onlar gibi, beyinlerinin sözel iletişim kuran tarafı değil de, duygusal iletişim kuran tarafı daha gelişmiş olduğu için bu çocuklara laf anlatmaya çalışmak, hele de mutsuz ve sinirli oldukları zaman, işe yaramıyor. Onun yerine “çocukça” (Toddler-ese) diyebileceğimiz, bol tekrardan ve fiziksel dışa vurumdan oluşan bir dili tercih etmek lazım.
- Karp’ın “Fast food kuralı” olarak tanımladığı bu yaklaşım, Burger King ya da McDonalds gibi bir restorana gittiğinizde sipariş vermeye benziyor. Nasıl sizin “iki hamburger-biri bol ketçaplı olsun, iki kola-birinde buz olmasın” iletinizi aynen tekrar ediyorsa sipariş verdiğiniz kişi, siz de çocuğunuzun “kurabiye isterim, isterim de isterim” yakarmalarını “kurabiye istiyorsun. İstiyorsun, biliyorum, istiyorsun” şeklinde tekrar etmeniz lazım. Kurabiyeyi vermeyecek olsanız bile onun isteğini anladığınızı bilmesi sinir krizini her iki tarafın da minimum hasarla atlatmasını sağlıyor.
- 1-4 yaş arası çocuklar sürekli kaybediyorlar. Ağızları beyinlerinin hızına yetişemediği için istedikleri gibi konuşamıyorlar. Hızlı koşamıyorlar. Tartışmaları kazanamıyorlar. O yüzden ara sıra onların da “kazanmasına” izin vermeli ebeveynler. Hafif “salak” gibi davranmalı. Ayaklarına bakarak “senin burnun burada mı?” diye sormalı mesela… Çocuk da “Deli mi ne? Bunu ben bile biliyorum!” diyerek kendini iyi hisseder böylece…...
--------------------------------------------------
Kandil günü Ahmet Yusuf' la markete uğramak zorunda kaldığımızda A.Y. çikolata diye tutturdu. Çikolata istiyorum diye başladı, şiddeti giderek artan ses seviyesiyle !
Aynen istemeye devam etti.
bende bu metodu bilmeden;
bende çikolata istiyorum bende......cümlesini yani onun bana söylediklerini, çocukça bir sesle ve neredeyse onun ses seviyesine yakın bir seviyede o tekrarı bırakana kadar gülerek ve melodileştirerek söyledim !
Ve bu işe yaradı :D
bu arada alacağımı alıp kasaya kadar gelmiştim bile.
Markette bizi görenler, duyanlar bize nasıl baktı ve ne dedi hiç farkında değilim.
Farkında olsam da ne farkeder :D
Henüz bu tarz bir durumu 2. kez yaşıyorum. Fakat etrafımdaki (pazarda markette, dışarıda....ki ) annelerden gözlemlediğim bu tarz tutturmaları, inatlaşmaları, -her çocuk gibi- bu tarz sorun çıkardığında ÇOK FAZLA STRESE GİRİP OLAYI GERĞİNDEN FAZLA BASTIRMAYA ÇALIŞMALARI.
Bırakın, mahcup olmaya gerek yok*
Bunu ayıp, etraftan ne derler, ne şımarık çocuğu var, çocuğunu eğitememiş mi derler düşüncesi ile yaptıklarını sanıyorum.
2 yıl 2 ay 6 günlük annelik tecrübemden edindiğim en büyük bilgi
ANNE RAHAT = BEBEK/ÇOCUK RAHAT
Hepinize rahat ve huzurlu günler......